9473Ps. Star Tv'de yayınlanan Ada Masalı’nda aşka soğuk bakan Poyraz karakterini oynayan yakışıklı oyuncu Alp Navruz'dan aşka dair çarpıcı bir itiraf geldi. Star Tv’nin yaz dizisi olarak ekrana getirdiği 'Ada Masalı' dizisi hız kesmeden yoluna devam ediyor. Dizinin erkek başrol oyuncusu Alp Navruz’dan samimi bir itiraf geldi. Dizideki Poyraz karakterinin aksine “iyi bir aşığım “diyen Alp Navruz’un röportajından çarpıcı başlıklar haberimizde. Şimdi detaylar Ada Masalı oyuncusu Alp Navruz’dan itiraf İyi bir aşığım Bir süredir dizi çekimleri için İzmir, Sığacık'ta sete çıkan Alp Navruz, Ada Masalı’nda aşka soğuk bakan Poyraz karakterini oynuyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunu Alp Navruz, hayatını merak eden hayranları için yapılan röportajda adeta içini döktü. İşte o röportajdan samimi itiraflar… Oğlak burcunun etkisi olabilir Genç oyuncu “Bütün popülerliğine rağmen sakin ve kendi halinde bir adam gibi duruyorsun. Gerçekten öyle misin?” sorusuna bakın nasıl cevap verdi “Evet, tanıyanlar bilir, herkesin şikayet ettiği konu bu sakinlik kısmı zaten. Çocukluğumdan beri böyleyim. Oğlak burcunun etkisi olabilir. Kitaplarla olmak ve film izlemek, gece gidip bir yerde eğlenmekten daha mutlu ediyor beni. Bu sakin tavrım her zaman sonraki adımı düşünmemi ve mantıklı hareket etmemi sağlıyor.” Ünlü oyuncu Ada Masalı'nda canlandırdığı Poyraz karakteri için de şunları söyledi “ İnsanlara mesafeli bir tip. İnsan sevmez değil de insana uzak taraftayım. Karşımdakini tanıyana kadar duvarlarım vardır. Poyraz'ın duvarları benden biraz daha sert, sebebi de geçmişinde yaşadıkları. Yakışıklı oyuncu beş yıl önce oynadığı 'Aşk Laftan Anlamaz'dan bu yana beş yılda neler değiştiği sorusuna ise “sorumluluk” diye cevap verdi. “ Başrol olunca daha çok sorumluluk ve baskı hissetmeye başladım. Tecrübe kazandıkça bunu olumlu yöne çevirmeyi öğrendim. Özgüvenin artıyor, daha çok çalışmak istiyor ve işi sahipleniyorsun. Bunlar benim için artı tarafları oldu. “ İnstagramda 3 milyondan fazla takipçisi olan Alp Navruz “ İnsanları mutlu etmek beni de mutlu ediyor.” diyerek hayata bakışını açıkça beyan etti. “Kendime hiç jön demedim” diyen ünlü oyuncu oynadığı başrollük için çarpıcı ifadeler kullandı “Başrolü diğer karakterlerden çok farklı görmüyorum. Her işe ekip işi olarak bakıyorum. Ama bizim işte bir vitrin algısı var. Mağazalarda en güzel elbiseler vitrinde olur, içeriye girince diğerlerinin güzelliğini görürsün ya... Yan karakterler bence çok daha önemli. İyi bir âşığım Hayranlarının merak ettiği aşk ile ilgili soruya ise şu cevabı verdi “Çapkın değilim, yok. Aslında çapkın adam olarak yaşamak istesem bunu sağlayabilecek çok imkan var. Ama ben çapkınlık kısmında çok yokum,biraz daha ilişki adamıyım. Sevdiğim kişiyi hayatımın merkezine koyup daha çok onunla vakit geçiriyorum. Mutlu etmeye çalışıyorum. İyi bir aşığım.” canlitv platformu olarak genç oyuncuya başarılar diliyoruz. 05-07-2021 Yazar Hakkında Osman Nuri Bahadır Tokat- Zile’de doğdu. 1994 yılında Atatürk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat Öğretmenliğinden mezun oldu. Türkiye'nin her bölgesinde 25 .. devamı..
Bu sayfada yörenizde ünlü olan bir masalı öğreniniz konusu kısa haliyle ele varmış bir yokmuş. Eski zamanlarda bir padişah ve gül gibi bir kızı varmış. Bu kızda herkesin gönlü varmış. Kız ise kendisini istemeye gelenlere varmamış. Bir tek Keloğlan'ı severmiş. Hal böyle olunca Keloğlanın düşmanları da çoğalmış. Başka bir ülkenin padişahı bu kıza gönül koymuş. Onu kandırmak için bir koyunu kesip derisini başına geçirmiş. Çünkü artık Keloğlan görünümünü kılıkla saraya varmış. Muhafızlara padişahın kızını görmeye ve onunla konuşmaya geldiğini söylemiş. Onlar da kızın Keloğlan'da gönlü olduğunu bildikleri için onu içeriye almışlar. Daha sonra bu adam kızla beraber ata binip kaçmış. Kızın babası bir müddet sonra haberi almış. Ancak asıl Keloğlanı bulunca kızını kaçıran adamın sahtekar olduğunu anlamış. Hemen dört bir yana tellal aracılığıyla haber salmış. Duyan, gören varsa ona bildirmesini istemiş. Bunun karşılığında kırk külçe altın sözü herkes padişahın kızını aramış. Ama nafile imiş. Kız ortalarda yokmuş. Çünkü onu kaçıran adam ona sihir yapmış ve kuşa çevirmiş. Kız artık eskisi gibi olamıyormuş. Bazen sarayda kaldığı odanın penceresine konar, oradan babasını ağlarken izlermiş. Konuşamadığı için derdini anlatamamış. Fakat Keloğlan bu durumun aslını bir şekilde öğrenmiş. Hemen büyücüye gidip kızı eski haline nasıl getireceğini aldığı sihirli yemi sarayın penceresine koymuş. Kuş ola kız oraya gelince yemleri yemiş ve tekrar eski haline dönmüş. O anda babası hemen onu içeri almış. Kızını kurtardığı için Keloğlana kırk külçe altını vermiş. Hem de kızıyla evlendirmiş. Kırk gün kırk gece düğün yapmışlar. Saadet dolu bir hayat yaşamışlar.
Bu yazımızda 6. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 15, 16, 17, 18 Canım Aliye Ruhum Filiz Metni Etkinlik Cevaplarını paylaşacağız. Türkçe Canım Aliye Ruhum Filiz Sayfa 15 Cevapları Hazırlık Çalışması Mektubun tarihi gelişimiyle ilgili yaptığınız araştırma sonucu edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız. İki kişi arasında mesaj göndermenin ve almanın en temel biçimlerinden biri yazılı mektuplardı. “Antik tarihçi Hellanicus’un ifadesine göre, ilk kaydedilen el yazısı mektup, Pers Kraliçesi Atossa tarafından MÖ 500 civarında yazılmıştır. Bugün bildiğimiz damgalı mektup, ilk olarak 6 Mayıs 1840 tarihinde Birleşik Krallık’ta kullanılmaya başlanmıştır. 1840’tan önce mektuplar kurye, araba veya at binicisi tarafından teslim edilirdi. Mektubun alıcısı makbuzunu ödemek zorundaydı ve maliyet, sayfa sayısına ve seyahat edilen mesafeye bağlıydı. Mektubun içeriğinin başkaları tarafından okunmasını önlemek için, halkalı veya el tipi mühürlü renkli bir mum kullanılarak mühürlendiler. Mektup Türleri Özel Mektuplar Edebi Mektuplar Resmi ve İş Mektupları Açık Mektuplar Canım Aliye, Ruhum Filiz Metni Sayfa 17 Cevapları a Metinde yer alan aşağıdaki kelimelerin anlamlarını metinden hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi tamamladıktan sonra kelimelerin sözlük anlamlarını uygun başlığın altına yazınız. Kelimeler – Tahminim Kongre Toplantı Kongre Sözlük Anlamı Çeşitli ülkelerden yöneticilerin, elçilerin, delegelerin katılmasıyla yapılan toplantı. Teftiş Denetim, denetleme Külüstür Bakımsız, eski, yıpranmış Erzak Malzeme Erzak Sözlük Anlamı Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adıdır. Havadis Haber b Anlamını öğrendiğiniz kelimelerden üçünü cümle içinde kullanınız. Havadis Paşam size çok mühim havadislerim var. Külüstür Dedesinden kalma külüstür bir araba kullanıyor. Kongre Sivas Kongresi, 4 Eylül 1919 – 11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleşen ulusal nitelikte bir kongredir. a Metinde yer alan aşağıdaki deyimlerin anlamlarını deyimler sözlüğünden bulup yazınız. Kusur Etmek Hoş karşılanmayacak bir davranışta bulunmamak. Örnek Cümle Misafirlerine saygıda kusur etmedi. Yola Çıkmak Bir yere ulaşmak için bulunduğu yerden ayrılarak yolculuğa başlamak, harekete geçmek. Örnek Cümle Biz bu yola beraber çıktık. Canım Aliye, Ruhum Filiz Metni Sayfa 18 Cevapları Aşağıdaki soruları okuduğunuz metinden yararlanarak yanıtlayınız. 1. Yazar, mektubu kime yazmaktadır ve ne zaman yazmaya başlamaktadır? Cevap Yazar mektubunu Aliye’ye Eylül 1943 yılında yazmaya başlamıştır. 2. Yazarın mektubunda, gideceğini belirttiği yerler nerelerdir? Cevap Ayvalık’tan Edremit’e ardından tekrar Ayvalık’a, Dikili’ye, Bergama’ya, Soma’ya, Savaştepe’ye, Bandırma’ya ve İstanbul’a. 3. Yazar, 10 Eylül de yazmaya başladığı mektubunu postaya vermekte neden gecikmiştir? Açıklayınız. Cevap Yazılacak birkaç havadis bulmak için göndermekte gecikmiştir. 4. Yazarın erzak kutusunda hangi yiyecekler bulunmaktadır? Cevap Buğday, makarna, tarhana, şehriye. Okuduğunuz metinden hareketle mektup türünün özelliklerini açıklayınız. Özel Mektup Yazarın yakın tanıdıkları, arkadaşları, ailesi, akrabaları vb. için yazılır. Yakın akrabalar için yazıldığından mektuplar resmi olmayan ve kişisel bir üsluba sahiptir. Özel mektuplar yazılırken gündelik dil kullanılır. Özel mektuplar çoğunlukla kişisel iletişim için kullanılır . Bu nedenle, belirli bir kalıba, formata uymaları gerekmez. Yazarın isteğine ve durumun gereğine göre yazılabilirler. Bu yüzden mektup, sıradan, mütevazı bir dille kişisel bir tarzda yazılmıştır. Defterinize yazdığınız edebî mektup örneğini arkadaşlarınıza okuyunuz. Daha sonra okunan mektuplarla ilgili görüş ve düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız. Küçüğüm, korkunç dâhim, sevgilim, senin istediğin gibi de olsam, kayıtsız şartsız kölen de olsam, daima asıl sen beni affedeceksin. Affetmeye çalış. Cihan insanları içinde, en güzel, en iyi ve en namuslu sensin. Buna inan. Ahmet Arif, böyle söyler… Doğrudur… Haktır… Layıktır… Sana yakın, sana layık ve hele hele “senin olmayı” düşünebilmek bile bir cesarettir. Yürek ister. Bu dediklerim insan olana, erkek olanadır tabii. İnsandan mahrum bir cehennem karanlığında, nasıl da bulduk birbirimizi… Küçüğüm, sevgilim, imzası martıdan sıcak, uçan uzak martılardan daha sevimli, imzası uçan kuş, kendisi İNSAN sevgilim. Kıyma bana, sensiz edemiyorum. Sence zerre kadar bir değerim varsa, iler tutar bir tarafım kalmışsa, gel kıyma bana ve “korkuyorum” deme. Otur yaz, her gün, her gece bana yaz. Kavuşuncaya kadar. Sonra yazdıklarımızı okur, güler yahut ürperir, birbirimize geçmiş olsun deriz. Yahut da, ah asıl bu, gel beni kendin al, götür. Bugünler kendim gelecek kudrette değilim. Hem madden hem de manen bu böyle. Allah kahretsin bu aczimi. Güvendiğin biri de yok ki onu gönderesin. Söyle ne bok yiyeyim? Bu, senin halin, böyle devam ederse, benim de günlerim sayılı demektir. Mektubunu sabah aldım. Şimdi akşam. Daha bir şey yemedim. Sözde sigarayı bırakmaya niyetliydim. Bugünkü, inan bana unuttum kaçıncı paket. Evde bir ölüm sükûtu var. Sual sormaya korkuyorlar. Ah bir sorsalar da seni anlatsam… Ah bu rezil dünya seni tanısa, seni öğrense, seni anlasa… Kurbanın olurum Leylim, kendini üzme, boşu boşuna haksız yere kendini üzme, kurtar kendini. Bak, yanında ben varım. Seninle olduktan sonra yapamayacağım ne vardır? Önce kendine inan, kendini sev, sonra bana bel ver, bana yaslan, bak yaşaman nasıl asli cevherini gösterecek. Üzme hiç kendini, ölürüm sonra. Ölmek, hiçbir şey değil. Sen böyle canlı sıcak, dost, aziz ve en güzeli sevgiliyken ölmek, acı da olsa katlanılır. Ama senin bu bedbin halini görmek… İşte mesele burada. Artık tek mısra yazamam, bir satır uyku uyuyamam. Yerin dibine batsın hepsi. Ne bok yemeğe sana iki yıl daha önce rastlayamadım. Ben ki 29 yaşındayım. Ama binlerce yıldır seni arıyor, hasretini çekiyorum. Beni affet ve adi bulma. Hiç olmazsa beşeri bulduğunu söyle. ISTIRABINI ANLIYOR ve kahroluyorum. Şairsin, hislerinde fazla derine indin. Biraz daha sakin ol. Güner’e git, Mürüv-vet Ablan’a git, annene git… Ah asıl Ahmet Arif nam bedbaht kuluna git… Ah, yarı canım. Böyle kendine haksızlık etme, bana kıyma! Ben ki değil yalvarmak, kimselere rica bile etmedim. Bak, sana yalvarıyorum. Bu, senin hiçbir peygambere, hiçbir kahramana kısmet olmayan büyüklüğünden… Güzelliğinden… Kutlu ve saygıya layık oluşundandır. Yoksa, yalvarırım inan, kompliman, teselli vesaire değildir. Dediğim gibi, beni bırakma. Yoksa başımı belaya sokarım diye asıl ben korkuyorum. Gerçek olan şu ki benim arkamdan ağlamanı değil istemek, düşünmek bile çıldırtıyor beni. Sallanan cesedimin gölgesine bakıp düşünmek ister misin? Ben hastalığımı yeneceğim, çünkü sen varsın. Yine de hastalığımı, çaresizliğimi affet. “Sevgimi herkese dağıt” diyorsun. Hiç kimseye dağıtamam! Gözlerinden vazgeçilmez ömrüm. Yarı canım, al beni. Çok bekleme. Hemen yaz ya da hemen gel. Senin, ancak senin… Senin, yalnız senin… Ahmed Arif 22 Mayıs 1954 Bismil Öğretmeninizin mektup yazma kurallarıyla ilgili açıklamalarını dikkatle dinleyiniz. Daha sonra özlediğiniz bir kişiye ona karşı olan özleminizi anlattığınız bir mektup yazınız. Canım Abim, Bugün askere gidişinin ilk ayı geride kaldı ve seni çok özlüyoruz. Hiç aklımızdan çıkmıyorsun. Umarım her şey yolundadır ve iyisindir. Bizi merak edecek olursan biz çok iyiyiz. Köpeğimiz Karabaş gittiğini hissetti sanki. Bu aralar pek bir huysuz. Seni çok seviyoruz. Tez zamanda görüşmek dileğiyle. Biricik kardeşin Elif Yaren. Gelecek Derse Hazırlık 1. Yörenizde ünlü olan bir masalı öğreniniz. Derviş Evveli bir varmış bir yokmuş bir derviş ile bir kocakarı varmış. Derviş her gün kocakarının evine gelir “Koca nine! Herkes eder, kendi kendine eder, yine kendi kendine eder” der dururmuş. Kocakarı bu dervişten bıkmış usanmış. “Usandım şu dervişten! Bir kurtulsam!.” dermiş. Günlerden bir gün bir katmer yapmış. İçine ağu koymuş “Şunu şu derviş müsveddesine yedireyim de görsün böyle tak tak ötmesini.” demiş. O gün derviş yine gelmiş “Ben geldim koca nine. Herkes eder kendine eder, yine kendine eder.” demiş. Kocakarı ağulu katmeri dervişe vermiş. Derviş yine “Koca nine herkes eder, kendine eder, yine kendine eder.” demiş ve çıkıp gitmiş. Gide gide bir yere varmış. Orası askerlerin geldiği yer imiş. Oysaki kocakarının askerde bir oğlu varmış. Tezkere ile geliyormuş. O kadar acıkmış ki, açlığından karnı zil çalıyormuş. Karşısına eli çıkınlı gelen dervişe “Ne olur derviş amca?” çok açım, elindeki ekmeği ver.” diye yalvarmış. Derviş de ağulu katmeri vermiş. Oğlan ekmeği yedikten sonra vücuduna bir fenalık gelmiş. Kendisini eve zor atmış. Eve gelince “sırı dikme” gitmiş. Anası “Ne oldu oğlum, sana ne oldu?” diye dövünmeye başlamış. Oğlan “Çok acıkmıştım. Karşıma bir derviş geldi. Elindeki katmeri istedim. O da verdi. Katmeri yedim. Oysaki katmer zehirli imiş. Ölüyorum.” cevabını vermiş Anası “Ah benim yavrucuğum! O katmeri ben yaptıydım, dervişi zehirleyem diye. Şimdi ne oldu” diye çırpınmaya başlamış. Oğlan ölmüş. Kocakarı dizlerini dövmeye, saçını başını yolmaya başlamış. Fakat elden ne gelir? Olan olmuş bir kere Dervişin dediği doğru değil mi imiş? Derviş ona “Koca nine!” Herkes eder, kendine eder, yine kendine eder.” Dememiş mi? Koca nine kendi kendine etmiş. Ebu cehil kazdığı kuyuya kendi düşer derler. Koca nine de kendi kazdığı kuyuya kendisi düşmüş. Derleyen Hüsnü YILDIZ 2. Öğretmeninizin, hazırlıklı konuşma yaparken uymanız gereken kurallarla ilgili açıklamalarını dikkatle dinleyiniz. Ardından aşağıdaki masal yazar veya derleyicilerinden birini seçiniz. Seçtiğiniz kişiyi tanıtan bir hazırlıklı konuşma hazırlayınız. Dede Korkut Dede Korkut Korkut Ata, Oğuz Türklerinin eski destanlarında yüceltip kutsallaştırılmış; bozkır hayatının geleneklerini ve törelerini çok iyi bilen, kabile teşkilatını koruyan yarı-efsanevi bir bilgedir ve Türkler’in en eski destanı olan Dede Korkut Kitabındaki hikayelerin anlatıcısı ozandır. Dede Korkut ile ilgili diğer yazılarımıza da göz atabilirsiniz. Dede Korkut İle İlgili Röportaj Soruları Türk Kültüründe İsim Verme Geleneği ve Dede Korkut Hikayeleri Hakkında Araştırma
Saçları Çok Uzun Olan Masal Kahramanı bulmaca cevapları en iyi cevabı 8 harfleridir. Bulmaca Cevap ve İpucu Bulmaca Saçları Çok Uzun Olan Masal Kahramanı Diğer bulmaca ipuçlarını araBir cevap bulun veya sahip olduğunuz harflerden bir kelime oluşturun. Eksik olan her harf için bir nokta yazın. Örneğin, ".la.. arama sorgusu 'Olağanüstü' gibi sonuçlar üretir Diğer kullanıcılara yardım etDaha iyi bir cevap biliyorsanız, Buraya Tıkla R ile başlayan kelimeler Hala doğru cevabı arıyorsanız, R ile kelimeler tam listesine bakın. 3 harfli Rab Rad 4 harfli Raab Raad Raba Raca Rada 5 harfli Rabat Rabi Rabya Raci Racon Radaf Radar Radde Radi 6 harfli Raaton Rabbi Rabeck Rabia Rabita Rachel Racil Racin 7 harfli Rabacal Rabarba Rabies Racibe Racife Racine Radansa 8 harfli Raclette Radagast 9 harfli Rabelais 10 harfli Rabinowka Rabmalahi 11 harfli Rabdomiyom 12 harfli Raadtrakunya 8 harfli kelimeler Hala Saçları Çok Uzun Olan Masal Kahramanı cevabını bulmak için yardıma ihtiyacınız var mı? 8 harfli kelimeler Kaanthos Kabaddi Kabakçi Kaballi Kabanlik Kabapost Kabeiro Kabtari Kabzimal Kadastro Kadmeia Kadriye Kadişa Kaekulus Kafamele Kafatasi Kafdaği Kafeoyma Kafeizm Kafirun Kahvedan Kakameno Kakapoen Kakaçur Kakemono Kakirdak Kakişma Kakosmi Kakozmi Kalaazar Son Bulmacalar Adotta un Animale Popüler kelimeler
“Yörenizde ünlü olan bir masalı öğreniniz.” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka Yörenizde ünlü olan bir masalı Gökten Düşen Üç Elma MasalıBir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde pireler kalbur saman içinde, ben anamın beşiğin tıngır mıngır sallar iken bir memleketin birinde, iyiler iyisi bir padişah varmış. Her şeyi varmış, ama hiç çocuğu yokmuş. Yaşı ilerledikçe, bu yüzden kederi artıyormuş…Bir gün akıllı bir pir-i fani, padişahın derdini öğrendikten sonra, “kolayı var” demiş. “Siz şimdi bir bahçe yaptırın, içinde güller, çiçekler, havuzlar, daha neler neler olsun”… Padişah, bir bahçe yaptırdı ki dillere destan. Ama gel gelelim, ne evlat var ne de bir müjdeli haber… Bu sefer de kafası iyice bozulur ve başlar bahçeyi dağıtmaya… Ezer, çiğner, dağıtır. Hanımı güç bela, yalvar yakar durdurabilmiş. Zaten hanımı, bahçe yapıldığı günden beri bahçeden çıkmazmış. Ağaçlarla, konuşurmuş. Bu hallere dayanamayan yaşlı bir elma ağacı dile gelmiş“Benim filizlerimden al, dik. Bir gün sana elma verir. Yarısını sen ye, yarısını da padişaha yedir.” filizi dikmiş, fidan olmuş, ağaç olmuş. Yedi yıl geçmiş, bir elma vermiş. Elma da elma hani; bir yanı al, bir yanı beyaz. Kadıncık durur mu? Almış elmayı, bölmüş elmayı. Yarısını kendisi yemiş, yarısını da padişaha yedirmiş. Aradan geçmiş dokuz ay, on gün, Nur topu gibi bir oğulları olmuş.. Kurulmuş meydan, çalmış davullar… Kırk gün, kırk gece olmuş oyunlar.. Gökten üç elma düştü… Kimin ne muradı varsa onun başına…“6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ata Yayıncılık Sayfa 18 Cevapları” ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz. 2023 Ders Kitabı Cevapları ☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
yörenizde ünlü olan bir masalı öğreniniz