Nefin(1572-1635) ünlü 17 Yüzyıl Divan Şairidir. XVII. yüzyıl ve bütün İslami Dönem Türk Edebiyatının en büyük kaside şairi olarak tanınan Nefi, bu yüzyılın başında yaşamış, kasidede gerçek bir varlık göstermiş ve gerek kendi zamanında, gerekse sonraki yüzyıllarda kaside yazan bütün şairlere etki etmiş bir şairdir.[1] DİVAN EDEBİYATI. Divan Edebiyatı , Türklerin İslam dinini benimsemesinden sonra ortaya çıkan yazılı edebiyattır. İslâm uygarlığının edebiyat geleneğini şekillendiren Arap ve Fars ile beraber üç büyük ekolden birisidir. Klasik Türkçe denilen ve aynı uygarlık dünyasının merkezi olan Kur'an dili Arapça ve edebi dil Ali Şîr Nevaî (1441 - 1501) 15.yüzyıl divan şairi, yazar, âlim, devlet adamı. Çağatay edebiyatının (Doğu Türkçesi) kurucu ismidir. Nevâî sadece Çağatay edebiyatının değil bütün Türk edebiyatının önde gelen sanatçılarından biridir. Divan şiirine millî ve mahallî unsurlar kazandırmıştır. Türkçe eserlerinde Divan Edebiyatı Çıkmış Soruları. PDF konunun en altındadır. 13. Yüzyıl Divan Şairleri. 1. Hoca Dehhani. Hayatı hakkında kesin bilgiler yoktur. Tasavvufun büyük ölçüde kendini hissettirdiği bir dönemde lâ-dini bir edebiyatın temellerini atmıştır. Dehhani’nin şiirleri bahar, gül, işret meclisleri gibi dünya Divanedebiyatının düzyazı ustalarındandır. Fatih'in hocalarındandır. En önemli eseri "Tazarruname" süslü nesrin güzel örneğidir. Bunun dışında "Tezkiret-ül Evliya ve Maarifname" adlı eserleri vardır. Hamse: Bir şairin beş tane mesnevi yazmasıyla oluşan eserdir. 16 yy Fuzuli ve Baki ile birlikte Divan şiirinin en güzel örneklerinin verildiği dönem olmuştur. 17. yy Türk divan şiiri, artık İran şiirini kıskandıracak düzeye ulaşmış durumdaydı. Bu dönemde divan şairleri "fahriye" adı verilen ve kendini övdükleri bölümlerde şiirde ustalığın zirvesine ulaşmışlardı. y7o0qh. Divan Edebiyatının Övgü Şiiri bulmaca cevapları en iyi cevabı 7 harfleridir. Bulmaca Cevap ve İpucu Bulmaca Divan Edebiyatının Övgü Şiiri Diğer bulmaca ipuçlarını araBir cevap bulun veya sahip olduğunuz harflerden bir kelime oluşturun. Eksik olan her harf için bir nokta yazın. Örneğin, ".la.. arama sorgusu 'Olağanüstü' gibi sonuçlar üretir Diğer kullanıcılara yardım etDaha iyi bir cevap biliyorsanız, Buraya Tıkla M ile başlayan kelimeler Hala doğru cevabı arıyorsanız, M ile kelimeler tam listesine bakın. 3 harfli Mac 4 harfli Maad Maan Maar Maas Maat Maaz Maba 5 harfli Maada Maazu Mabat Mabcu Maber Mabet Mabut Maça 6 harfli Maacir Maaile Maarif Mabeyn Mablak 7 harfli Maabir Maacin Maalouf Mabeyan Mabeyin Mabolla Mabtaha 8 harfli Maalesef Maaşlı Maçahel 9 harfli Maakarvah Maazallah Mabailer Mabiyin 10 harfli Maadaykara 16 harfli Maariftedrisat 7 harfli kelimeler Hala Divan Edebiyatının Övgü Şiiri cevabını bulmak için yardıma ihtiyacınız var mı? 7 harfli kelimeler Şabşak Şacine Şadrapa Şadiye Şadşen Şafiye Şahbeyt Şahdane Şaheser Şahkulu Şahtere Şahide Şahika Şahine Şakayik Şakuli Şakife Şakika Şakird Şakirt Şakşak Şalaki Şalatol Şalümo Şamtopu Şanedan Şantrel Şantung Şapalak Şaparal Son Bulmacalar Adotta un Animale Popüler kelimeler Kuş sananlar yanıldılarBir bakıştır dedi kimiBelki de bir bakış kuşuKimseler bilmiyor halaGüzelliği yaz iklimiÇiçek boyunca susuşuUçardı azala azalaKaldı eski gazellerdeUçarı gözlere talimliUsulca yaklaşır sevmeyeKuş dediğin de neresiBakışları gül resimliBir şu âRab tezkiresiYazılır azala azalaHilmi anladı giziniGiderdi hep hava uz reBakış mülkünce Osmanlıİşsizliği bir elindeÖbür elinde divânıGeçmiş bir gül saatindeOkunur azala azala Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış. Aşkı, Divan şiirine damga vurmuş beyitlerden sevdiğinize duyurmaya ve günümüzdeki karşılığını öğrenmeye hazır mısınız? Sevdiğinize, eşinize sıra dışı ve etkileyici bir iltifatta bulunmak istemez misiniz? O hâlde, buyurun divan şiirine! Ona yüzlerce yıl boyunca dillere destan olmuş sevda beyitleri söyleyebilirsiniz. Divan şiirinin en güzel aşk mısralarını sizler için derledik. “Gitdün ammâ kodun hasret ile cânı bile İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile” Neşâti Sen gittin; fakat canı, yani beni, özleminle beraber bırakıp da gittin. Ben, sensiz dostların sohbetini bile istemiyorum. “Aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabîb Kılma dermân kim helâkim zehri dermândadır” Fuzûlî Aşk derdiyle hoşnudum, ey doktor! Bana ilaç verme; benim helâk olmam, senin derman olsun diye vereceğin zehrindedir. - “Haddeden geçmiş nezaket yâl-ü bâl olmuş sana;Mey süzülmüş şişeden, ruhgâr-ı âl olmuş sana” Nedim Nezaket, kuyumcuların altını tel hâlinde incelttiği araçtan haddeden geçerek, senin boyunu posunu oluşturmuş. Şarap, şişeden süzülerek yanağındaki allığı oluşturmuş. - “Efendimsin cihanda i’tibârım varsa sendendir. Miyân-ı âşıkânda iştihârım varsa sendendir” Şeyh Galib Sen benim Efendimsin, benim bu cihanda itibarım varsa sendendir. Âşıklar arasında bir şöhretim varsa yine sendendir. - “Aşk mıdır ki, can-ü dil mülkünü yağma eyleyen; Aşk mıdır sinem içre gelip de cân eyleyen” Muhibbi - Kanuni Sultan Süleyman Sevgilinin gönül varlığını yağma eyleyen aşk mıdır? Sonrasında cansız göğsüm içinde, gelişi ile bana tekrar can veren aşk mıdır? - “Yoluna cânum revân itsem gere cânâ bin hışım ile bakdı did cânun mı var?” Zâtî Bağırdım; “Ah sevgilim canımı kurban etmem gerek senin için!” Sevgili, bin öfkeyle yüzüme baktı ve dedi ki; “Canın! Senin daha harcanmayan canın mı var?” - “Bir nefes dîdâr içün bin cân fedâ itsem n’ola? Nice demlerdür esir-i iştiyâkıdur gönül” Nef’î Bir nefescik olsun o güzel yüzü görmek için bin canım olsa da kurban etsem yeridir. Gönül nice zamandır onun arzusuyla yana tutuşa esiri olmuştur. - “Ne şeb ki kûyuna yüz sürmesem o şeb ölürüm; Ne gün ki kametini görmesem kıyamet olur” Nef’i Hangi gece senin eşiğine yüz sürmesem, o an ölürüm. Hangi gün senin boyunu görmesem o gün kıyamet olur. - “Canıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yâr; Öyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilmedim” Ahmed Paşa Ezel gününde sevgilinin gözü bana bir merhaba lütuf etti. Öyle mest oldum ki ondan sonra kimsenin merhabasını tanımadım. - “Arz-ı hâl etmeye câna seni tenhâ bulamam, Seni tenhâ bulacak kendimi aslâ bulamam” Ulvî Sevgilim! Hâlimi, yani aşkından dolayı başıma gelenleri ve isteklerimi, arz etmek için seni yalnız bulamıyorum. Seni yalnız bulunca da kendimi asla bulamıyorum. - “Derd-i aşkı gayrıdan sorma ne bilsin çekmeyen; Anı yine aşık-ı nalana söylen söylesin” Bakî Aşk derdini başkalarından sormayın. Aşkı çekmeyen onun ne olduğunu ne bilsin? Siz onu yine inleyen aşığa sorun ki, size hepsini bir bir anlatıversin. - “Ayıttı ol peri bir gün düşüne girüren bir şeb, Sevincimden nice yıllar geçipdür görmedim uyku” Zati Sevgili, “Bir gece rüyana gireceğim” dediğinden beri heyecandan gözüme uyku girmiyor. - “Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilir;Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç sâ'at” Sâbit En uzun geceyi gök bilimci, takvimci ne bilir? Dert sahibine bir sor ki, geceler kaç saat? - "Güllü dibâ giydin amma korkarım âzâr eder; Nazeninim sâye-i hâr-ı gûl-i diba seni" Nedim İpek kumaşından, gül desenli bir elbise giymişsin de güzelim; korkuyorum o kumaşın üstündeki gülün dikeninin gölgesi seni incitecek. “Mende Mecnûn'dan füzûn âşıklık istidâdı var. Aşık-ı sadık menem, Mecnun’un ancak adı var” Fuzuli Bende Mecnun’da olduğundan daha fazla âşıklık kabiliyeti, sevmeye doğal eğilim var. Gerçek aşık benim Mecnun'un yalnızca adı var. “Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne Urma zahm-ı sîneme peykân peykân üstüne” Rasih Ey sevgili! Gözlerini süzme ki, kirpik kirpik üstüne gelmesin; böylece gönlümde açtığın yaraya ok üstüne ok atmış olma. Damla Karakuş Oluşturulma Tarihi Eylül 01, 2021 0433Türk kültürüne özgü süslü ve edebiyat türü denildiği zaman akla Divan edebiyatı gelmektedir. Bu edebiyat türüne Divan edebiyatı adının verilmesinin en önemli sebebi bu türde eserler veren şairlerin manzumelerinin bir diğer deyişle şiirlerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesidir. Divan edebiyatı, diğer Türk edebiyatı türleri olan halk ve tekke edebiyatlarından hitap ettiği kesim ile ayrılmaktadır. Divan edebiyatının, saray ve medrese çevresindeki okuryazar kesime hitap ettiği görülmektedir. Peki, Divan edebiyatı şairleri kimlerdir? Divan edebiyatı şairlerinin eserleri ve özellikleri nelerdir? İşte, merak edilen tüm İslam dinini benimsemesinden sonra ortaya çıkan Divan edebiyatı, Arap ve Fars edebiyatının etkisi ile gelişen yazılı bir edebiyat türüdür. Farsça ve Arapça kelimelerin Türkçeye girmesi ile birlikte bu dillerin anlatım şekillerinin kabul görmesi Divan edebiyatında vücut bulmuştur. Divan edebiyatındaki eserlerde ele alınan konulardan ziyade bu konuların anlatım biçimi ön planda tutulmaktadır. Divan edebiyatında nesirlere kıyasla daha çok nazım türünde eserler verildiği göze çarpmaktadır. Şiirlerde tam ve zengin uyak kullanılmıştır. Nazım ölçüsü olarak ise aruz tercih edilmiştir. Divan Edebiyatı Şairleri Kimlerdir? Divan edebiyatında eserler veren bir diğer tabir ile divan şairleri şöyledir - Ahmed Paşa - Ahmedi - Aşık Paşa - Bağdatlı Ruhi - Cem Sultan - Muhibbi Kanuni - Itri - Kadı Burhaneddin - Mevlana - Sami - Ağa Dede - Dehhani - Baki - Taşlıcalı Yahya Bey - Zati - Şeyhi - Enderunlu Vasıf - Mihri Hatun - Nedim - Nef'i - Hayali - Hayreti - Fuzuli - Erzurumlu Kadı Darir - Necati Bey - Nabi - Süleyman Çelebi - Esrar Dede - Nedim-i Kadim - Nev'i - Nesimi - Keçecizade İzzet Molla - Neşati - Naili-i Kadim - Şeyhülislam Yahya - Şeyh Galib - Şeyyad Hamza Divan Edebiyatı Şairlerinin Eserleri ve Özellikleri Divan edebiyatının önemli şairleri, eserleri ve eserlerinin özellikleri şöyledir - Hoca Dehhani yaşadığı tahmin edilen şair, Divan edebiyatının ilk temsilcisi olarak kabul edilmektedir. Horasan Türklerinden olan Hoca Dehhani, Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat'ın isteği üzerine beyitten oluşan "Selçuklu Şehnamesi" eserini kaleme almıştır. Bu yapıtını Farsça yazmıştır. Türkçe gazel ve kasideleri ile de usta bir şair olarak anılmaktadır. - Mevlana Celaleddin-i Rumi Yaşamını ünlü sözü "Hamdım, piştim, yandım." sözleri ile dile getiren ünlü ve büyük düşünür Mevlana, tasavvuf eğitimini Konya'da Şems-i Tebrizi'den almıştır. Hoşgörüsü ile insanlığa her zaman yol gösterici olan sözler ve çok kıymetli eserler armağan etmiştir. Bütün insanlara hitap eden Mevlana'nın en önemli eseri "Mesnevi" isimli mesnevi biçimindeki küçük manzum hikayeler ile dini ve tasavvufi öğütlerin yer aldığı eserdir. Divan-ı Kebir, Fihi Mafih, Mektubat ve Mecalis-i Seba Yedi meclis kaleme aldığı diğer önemli eserleridir. - Nesimi Doğum tarihi ve yeri kesin olarak belli olmayıp şeriata aykırı sayılan bazı düşünceleri sebebiyle öldürüldüğü bilinmektedir. Mutasavvıf bir şair olan Nesimi, şiirlerinde Azeri Türkçesi ile Farsçayı kullanmıştır. Şiirlerini Divanında toplayan şair, tuyuğ türünde kaleme aldığı şiirleri ile ün kazanmıştır. - Aşık Paşa Yapıtları ve şeyhliği ile yaşadığı dönemi derinden etkilemeyi başaran mutasavvıf bir şairdir. Yapıtlarında sade bir dil kullanmıştır. Didaktik tarzda eserler vermiştir. En önemli eseri mesnevi biçiminde yazdığı "Garipname"dir. Eser yaklaşık olarak beyitten meydana gelmiştir. Vasf-ı Hal, Kimya Risalesi ve Fakrname diğer yapıtları arasında yer almaktadır. - Kadı Burhanettin Yapıtlarında aşk, kahramanlık ve tasavvuf konularına değinmiştir. Tuyuğ türündeki şiirleri ile ün kazanmıştır. İslami bilimlerin yanı sıra tıp ve astronomi eğitimi almıştır. Ahmedi; Divan İskendername, Cemşid ü Hurşid, Mirkatü'l Edeb ve Tervihü'l Ervah ; Süleyman Çelebi ise Vesiletü'n Necat adlı eserleri ile beğeni kazanmıştır. Divan Edebiyatı Nedir Hakkında Kısaca Bilgi Teorisi ve estetik temellerini İslam kültüründen alan; Acem edebiyatının sürekli etkisiyle şekillenen bir edebiyat olan Divan Edebiyatı, XIII. asrın ikinci yarısı ile XIX. asrın ikinci yarısı arasında yaşayan altı asırlık bir edebiyat dönemidir. Sanat amacı, bu edebiyatın temel vasfıdır. Bu yüzden de klasik sıfatına, hakkıyla bu altı asırlık edebiyata, XIX. Asırdan itibaren, önce “edebiyat-ı kadîme”, “şi’r-i kudemâ” eski edebiyat, eskilerin şiiri denmiştir. Daha sonra “saray edebiyatı”, “skolastik edebiyat”, “medrese edebiyatı”, “ümmet edebiyatı”; “ümmet çağı edebiyatı”, “İslamî Türk Edebiyatı”, “Osmanlı edebiyatı”, “yüksek zümre edebiyatı”, “klasik edebiyat”, “klasik Türk edebiyatı” ve “divan edebiyatı” adları yaygın ismi, “divan edebiyatı”dır. Divan edebiyatı şairlerinin, estetik değeri yüksek şiirlerini, belli bir düzenle “dîvan” adı verilen kitapları toplamış olmalarından kinâye verilen bu ad, her ne kadar divan dışında kalan kitapları ve özellikle nesir kitaplarını dışlıyor görünse de en çok rağbet gören isim olmuştur. Fuad Köprülü, sadece 1934’ te yayınladığı antolojisine “Eski Şâirlerimiz-Dîvân Edebiyatı Antolojisi” adını verirken, bu adı ilk ve son defa kullanmıştır. Onun tercihi, hep “klasik edebiyat” veya “klasik Türk edebiyatı” olmuştur. Nitekim Acemler, kendi edebiyatları için “Acem divan edebiyatı” adını, hiç durum, Azeri ve Çağatay edebiyatları için de söz konusudur. Ama her ismin, delalet ettiği nesne veya kavramı, daima mükemmelen karşıladığı, asla söylenemez. Bu yüzden, “divan edebiyatı” adlandırması, zamanla yerleşmiştir. VIII. asırda İslamiyetle tanışmaya başlayan Türkler, Müslümanlığın îmân ve amel esaslarıyla birlikte, İslami medeniyeti de kuvvetle benimsemişler ve önce dini muhtevalı kitaplarda, dini terminolojiyi Arapça ve Farsçadan aynen alarak kullanmışlardır. Ama din, hayatın tamamı demek olduğundan ahlak, her çeşit ihtiyaç, zevk ve üzüntü, gibi konulardaki kelime ve terimler de frenlenememiş; zamanla aralanan kapı, Türkçe deyimle “yol geçen hanı”na dönmüştür. Arapça ve Farsçanın hudutsuz kelime kadrosundan yapılan bu transferler, her yazar ve şairde aynı hararette olmamış; kişilere, eserlere ve devirlere göre yabancı kelime kadrolarında artma veya eksilme olmuştur. İşte divan edebiyatı, bu yeni kültür mahsullerine verilen addır. Divan Edebiyatının Oluşma Sürecine Bir Bakış Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte bir çok alanda olduğu gibi edebi dünyalarında da değişiklik söz konusu olmuştur. Belli birikimin ve geleneksel bir bütünün izlerini taşımaktadır bu edebiyat. Estetik kuralların dahilinde biçim ve içerik olarak kuvvetli bir edebiyat olan divan edebiyatı bu izlerini edebiyatımızın neredeyse tüm alanlarına nüfuz ettirmiştir. Divan edebiyatı, gerçek etkisini 13. yüzyıldan itibaren edebiyatımızda göstermeye başlar. Hoca Dehhani, Gülşehri, Sultan Veled ve Ahmet Fakih gibi şairlerin öncülüğünde bu edebiyat oluşmaya başlamış ve ilerleyen dönemlerde Osmanlı Devletinin Anadolu sahasında 600 sene sürecek olan bir edebiyatın kuvvetli mimarisini oluşturmaya başlamıştır. Yerleşik bir edebiyatının gerçek izlerini oluşturmaya çalışan bu edebiyat yazar ve şairlerimiz tarafımızdan çok ilgi çekici bir edebiyat olmuştur. Divan edebiyatı, ilklerin edebiyatı olmuş. Osmanlıca Arapça-Farsça ve Türkçe dillerinin bir arada kullanıldığı dil nın gerçek hüvviyetine kavuşmasına ciddi derecede yardımcı olmuş bir edebiyattır. Ağır ve anlaşılmaz bir edebiyat olmuştur yeri geldiğinde. Şairlerin hayal dünyasının gerçek sınırlarının saptanamadığı, büyük bir gözlem ve tahlil gücünün görüldüğü bu edebiyat, nazım türleri ve biçimlerini de üst seviyeye taşımıştır. Divan edebiyatı şairleri, mahlas kullanarak şiirlerine imza atmıştır. Mazmunların sıkça kullanıldığı, tam ve zengin kafiyenin tercih edildiği, söz sanatlarının türlü türlü örneklerinin kullanıldığı, kullanılan her türün tüm ayrıntılarına girildiği; aşk, dini, ahlaki, kahramanlık ve tarihi hikayelerin de kullanıldığı bir tür olmuştur. Ölçü olarak da aruz ölçüsünü aruz vezni kullanmışlardır. Yüzyıllara göre dahada gelişerek ilerleyen bu edebiyat, Anadolu sahasında şairlerimiz tarafından içeriği ve dili zenginleştirerek farklı boyutlara taşınmıştır. Divan edebiyatı, sözün ve mananın kuru söylemlere galip geldiği bir edebiyattır. Divan edebiyatı, özellikle şiir alanında en parlak dönemini 16. yüzyılda yaşadı. Bâkî ve Fuzuli Divan şiirinin en iyi örneklerini verdiler. 17. yüzyıla girildiğinde Divan edebiyatının ulaştığı düzey, İran edebiyatınınkinden geri değildi. Şairler, şiirlerinde “fahriye” denen ve kendilerini övdükleri bölümlerde şiir ustalığının doruğuna çıkmışlardı. Öğretici şiirleriyle tanınan Nabi ve bir yergi ustası olan Nef’i bu yüzyılın ünlü şairleriydi. Divan edebiyatı, en özgün şairlerinden olan Nedim’in ve Şeyh Galip’in ardından, 18. yüzyılda bir duraklama dönemine girdi. Genel

divan edebiyatının en güzel şiirleri