AGJv. Petrolün milyonlarca yıl önce deniz diplerine çöken hayvan ve bitkilerin üzerine, doğal olaylarla yer tabakalarının yığılması ve meydana gelen bu havasız ortamda, uygun ısı ve basınç altında bakterilerinde yardımı ile oluştuğu kabul edilmektedir Bayraç, 1999; 85. Petrol piyasası kendine özgü aşağıda yer alan bazı ayırt edici özelliklere sahiptir. Ercan, 1996; 6. − Petrol piyasasında arz ve talep arasında hassas bir denge vardır. Petrole olan talep normal koşullarda bir anda büyük sıçramalar yapamayacağından, petrol fiyatının kontrolü açısından genelde planlı bir petrol üretim söz konusudur. − Büyük petrol şirketlerinin uyguladıkları yatırım politikaları, dünya ekonomisindeki dengeleri etkileyebilmektedir. Piyasadaki şirketlerin uluslararası yatırım kararı almalarında, ülkelerinin politik düşünceleri etkili olmaktadır. − Petrol arama ve üretimi büyük yatırımlar ve pahalı teknolojiler gerektirdiğinden, piyasadaki kuruluşlar uluslararası teknoloji değişimlerini sürekli izlemek zorunda kalmaktadırlar. − Uluslararası petrol arama ve üretim anlaşmalarının ülkeler arasında gösterdiği değişiklikler nedeniyle, bu tür faaliyetlere ilişkin muhasebeleştirme ve raporlama uygulamalarında farklılıklar söz konusu olmaktadır. − Her ülkenin petrol konusuna ayrıcalık getiren yasal bazı düzenlemeleri vardır. Ülkelerin petrol rezervlerinin durumu ve ekonomide petrolün öneminin ağırlığı, petrol kanunlarını şekillendirmektedir. − Petrole sahip olan ülkeler bu kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmek, ithalatçı durumdaki ülkeler ise, buna en ucuz biçimde ulaşmak istemektedirler. Bu nedenle, piyasanın özelliklerini oluşturan önemli faktörlerden biriside alışveriş yapan ülkelerin özellikleri olmaktadır. Petrol piyasası aramacılığından başlayıp, taşımacılığı, işlenmesi, pazarlaması ve petrokimya sanayisini de içeren çok geniş bir yapıya sahiptir. Petrolün arama ve çıkarma işlemleri “yukarı pazarlar upstream markets”, rafinaj, dağıtım ve pazarlamadan oluşan kısım da “aşağı pazarlar downstream markets” olarak adlandırılmaktadır Soysal, 2003; 13. Dünyada üretilen petrolün sınıflandırmasında dikkate alınan en önemli faktörler; petrolün özgül ağırlığı, viskozitesi ve içerdiği kükürt miktarı gibi özelliklerdir. API Amerikan Petrol Enstitüsü tarafından çıkarılan ve özgül ağırlığa bağlı API gravite tanımı, tüm dünyada petrolün sınıflandırılmasında kullanılan temel ölçü birimlerinden birisidir. Gravite büyüdükçe yoğunluk küçülmekte ve petrolün kalitesi yükselmektedir. Kolay üretilmesi, taşınması ve işlenmesi nedeniyle, günümüzde dünya petrol talebinin % 90’ı hafif ve orta petrol ile karşılanmaktadır. Hafif petroller yüksek graviteli açık kahve, sarı veya yeşil renkli, ağır düşük graviteli petroller ise, koyu kahve veya siyah renklidir. Yüksek graviteli petrolün rafinajından çoğunlukla jet yakıtı, benzin, gazyağı ve motorin gibi hafif ve beyaz ürünler, düşük graviteli petrolün rafinajından ise, daha çok fuel oil, kalorifer yakıtı ve asfalt gibi ağır ve siyah ürünler elde edilmektedir. Ham petrolün üretim ve rafinerisinde önemli olan diğer bir faktör de, akmaya karşı direnç olarak tanımlanan viskozitedir. Düşük viskoziteli petrollerin üretimi, taşınması ve işlenmesi kolay ve ekonomik olduğundan dünya ticaretinde bu tür petroller tercih edilmektedir. Ham petrolün rafine edilmesiyle; rafineri yakıt gazı, sıvılaştırılmış petrol gazı LPG, nafta, normal benzin, süper benzin, kurşunsuz benzin, parafin, solvent, jet yakıtı, gaz yağı, motorin, kalorifer yakıtı, fuel oil, asfalt, madeni yağ vb. ürünler elde edilmektedir. PĐGM, 2000, 53. Ayrıca yukarıda sayılan ürünlerin bir kısmı, petrokimya sanayinde hammadde olarak da kullanılmaktadır. Petrol sanayisi karmaşık ve dinamik bir yapıya sahiptir. Karmaşıklığın nedeni birbirinden bağımsız ve/veya birbirini etkileyen çok sayıda ve nitelikte siyasal, ekonomik, sosyo-kültürel ve teknolojik etkene bağlı olmasıdır. Sanayi nitelik itibariyle sermaye yoğun ve büyük ölçekli olduğundan, burada çalışan firmalar büyük bir ekonomik güç oluşturmakta, ulusal ve uluslararası düzeyde strateji ve politika uygulayabilmektedirler. Önertürk, 1983; 14. Sürdürülebilir ekonomik kalkınma için, kesintisiz bir enerji kaynağı gereklidir. Dünya ekonomisinde birçok ülkenin kesintisiz enerji türlerinden birisi olan petrole sahip olma ve/veya kontrol etmek istemeleri, petrolün siyasi açıdan vazgeçilemez bir kaynak olduğunu göstermektedir. Tarihte petrol rezervleri üzerinde hakimiyet kurmak için askeri güç kullanıldığı, birçok çatışma ve savaşın çıktığı görülmüş, günümüzde de görülmeye devam etmektedir. IEA’nın Dünya Enerji Bakışı 2001’de hazırladığı 2000-2020 dönemini kapsayan enerji projeksiyonuna göre; dünyada enerji kullanımının değiştirilemez biçimde artacağı, fosil yakıtların enerji kaynakları arasında baskın bir konumda olmaya devam edeceği öngörülmektedir. Dünyanın enerji kaynakları gelecek 20 yıllık dönemde artan talebi karşılamaya yeterli olduğu ifade edilmektedir. Günümüzdeki rezerv, üretim ve tüketim miktarları dikkate alındığında, petrolün 40, doğalgazın 62, kömürün ise, 204 sene daha kullanımının mümkün olduğu tahmin edilmektedir. 2000 yılında küresel enerji tüketiminin % 89’unu sağlayan fosil yakıtların payı artarak 2010’da % 91, 2020 yılında ise % 92’ye yükseleceği düşünülmektedir. Bu durum gelecek 20 yıl içerisinde, dünya ülkelerinin petrol, kömür ve doğalgazdan oluşan fosil yakıt tüketmeye devam edeceklerini göstermektedir. Dünya petrol rezervi, 2003 yılında toplam 156,7 milyar tondur. Coğrafi bölgelere göre bu rezervin, % 63,3’üne Orta Doğu, % 14,4’üne Amerika, % 9,2’sine Avrupa-Avrasya, % Afrika, kalan % ise, Asya-Pasifik bölgesi Dünya petrol arzını ve dolayısıyla fiyat oluşumunu etkileyen faktörler; ülkelerin stratejik petrol rezervleri, üretici ülkelerin ellerindeki stok durumu, üretim ve taşıma maliyetleri ile mevsim koşulları yer almaktadır. Ayrıca IEA, ABD, Büyük Petrol Şirketlerinin strateji ve yatırım politikaları da arz üzerine etki yapmaktadır. Fiyatın oluşmasında talep yönünden etki eden faktörler arasında; ekonomik gelişme, bölgesel ekonomik-siyasal-askeri faaliyetlerdeki karışıklıklar, enerji sağlama güvenliğindeki beklentiler ve ulaştırma sektöründe daha kaliteli petrol ürünlerine olan gereksinimin artması yer almaktadır. Son yıllarda ABD, Çin ve Hindistan’ın sürekli büyüyen ekonomisinin yanı sıra Irak ve Suudi Arabistan’daki savaş ve terör olayları önemli bir talep artışını da beraberinde getirmiştir. Petrol fiyatları, ülke ekonomik performansını etkileyen faktörlerin başında yer almaktadır. Fiyatlarındaki artışın yüksek ve uzun süreli olması, uluslararası ekonomide aşağıda belirtilen değişmelere neden olmaktadır. − Petrol ithal eden ülkelerin ödemeler dengesi bozulmaktadır, 9 − Petrol ithalatçısı konumundaki ülkelerde enflasyon ve girdi maliyetlerini arttırmakta bu durum da, işsizlik ve dolayısıyla ekonomik krize neden olmaktadır, − Petrol ithalatçısı ülkelerin uluslararası rezerv gereksinimi de artmaktadır, − Petrol fiyatında meydana gelen artış sonucu ortaya çıkan ticaret kayması, petrol ithal eden ülkelerden, petrol ihraç eden ülkelere doğru bir gelir transferi yaratmaktadır. Fiyat artışının ekonomi üzerindeki doğrudan etkisinin büyüklüğü genel olarak; petrol maliyetinin milli gelir içindeki payı, nihai kullanıcıların tüketimde tasarruf etme ve verimli kullanma becerisi ile alternatif enerji kaynaklarının kullanımına bağlıdır.
Home › Medya › Basın bültenleri › KPMG’den petrol ve gazda küresel trendler analizi KPMG’den petrol ve gazda küresel trendler analizi Küresel petrol ve gaz piyasalarında dalgalanma sürüyor. KPMG Türkiye’nin aylık düzenli olarak yayımladığı küresel petrol ve gaz piyasaları analizinde arz ve talep dengesizliğine dikkat çekiliyor. Analizde, “Toparlanma ivmesindeki fiyatlar, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı sonrasında düşüş yaşıyor. Bu tablo dengesizlik yaratırken piyasalarda endişe hakim” denildi. Aylık olarak küresel petrol ve gaz piyasasındaki gelişmeleri analiz eden KPMG Türkiye,petrol ve gaz piyasalarına projeksiyon tuttu. KMPG Türkiye’nin incelemesine göre petrol ve gaz piyasalarındaki arz ve talep dengesizliği ciddi bir endişeyi de beraberinde getiriyor. Buna göre; 2016’nın ikinci çeyreğinde toparlanan fiyatlar, ICE Brent sözleşmelerini 50 dolar seviyesine taşındı. Ancak dünyadaki ekonomik görünümün taşıdığı riskler, uluslararası ham petrol piyasaları için endişeyi de beraberinde getirdi. Özellikle Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma kararıyla birlikte oluşan belirsizlik petrol fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı kurdu. ABD dolarının güçlenmesi ve OPEC ülkelerinin yüksek seviyede devam eden petrol üretimi de bu baskının artmasına neden oldu. KPMG analizinde “Küresel piyasaları derinden sarsan temel neden olarak Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılık kararı ön plana çıktı. Gelişen endişeler çerçevesinde sadece referandum günü ham petrol fiyatları yüzde 5 oranında düştü. Çin’in petrol ithalat tahminleri üzerindeki endişeleri de gözönünde bulundurulduğunda petrol fiyatlarının düşüş nedenleri net bir şekilde gözler önüne seriliyor” yorumu yapıldı. Arama ve üretimde birleşme ile satınalma işlemleri hareketleniyor KPMG çalışmasında petrol ve gaz arama ile üretim sektöründe alım satım piyasasının hareketlenmeye başladığına dikkat çekildi. Oil&Gas Financial Journal’ın kaynak alındığı bilgilerde, küresel arama ve üretimle ilgili birleşme ve satın alma harcamalarının 2016’nın ikinci çeyreğinde, ilk çeyreğe oranla yüzde 38’lik artış gerçekleştiğine dikkat çekildi. KPMG çalışmasında şu ifadelere yer verildi “Düşük petrol fiyatlarının ortaya çıkardığı zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı olan farklı yapısal düzenlemeler ve alıcılar ile satıcılar arasındaki değerleme farkları bu adımların atılmasını sağladı. Geçtiğimiz aylarda, Norveç’te inovatif bir şekilde yapılandırılmış bazı işlemler görüldü. Portföy düzenleme ağırlıklı bu işlemler, sektörün orta ölçekli oyunculardan bazılarına gerekli sermaye desteği sağladı. Statoil’in EdvardGrieg isimli Norveç petrol sahasında hissesini, Lundin’deki daha yüksek oranda bir hisse karşılığında LundinPetroleum’a satması, BP ile DetNorske tarafından Aker BP isimli yeni bir Norveç keşif ve üretim ortak girişimi kurulması, portföylerin yeniden düzenlenmesine örnek yaratıcı işlemler olarak görülüyor.” Asya taşımacılık pazarını jeopolitik güçler yönlendiriyor KPMG analizinde Uluslararası Tahkim Kurulu’nun Çin’in keşif faaliyetinin Filipinler’in egemenliğini ihlal ettiğine karar vermesine de dikkat çekildi. Analizde, “Bu kararın ardından taşımacılık pazarlarının dikkati Temmuz ayında Güney Çin Denizi’ne yöneldi. Pekin’in karara itirazı, bölgesel egemenliğinin ve deniz haklarının’ etkilenmeyeceğini iddiasıyla bölgedeki belirsizliği ateşledi. Pekin’in bu tepkisi karşısında, Brent Ham Petrol vadeli işlemleri yüzde 2 oranında artış gösterdi” denildi. KPMG çalışmasında şu yorum yapıldı “Bölgedeki yüksek enerji talepleri doğrultusunda, çok sayıda ülke tarafından enerji kaynaklarına erişimi esas alan dış politika tercihleri, bir modus operandi’ yani yaygın politika yönetimi olarak ortaya çıkabilir. Bunun sonucunda arz-talebe ilişkin kritik darboğaz noktalarını etkileyen politik gerginlikler yaşanabilir. 2014’te petrol fiyatlarının düşüşe geçmesinden bu yana Çin enerji güvenliği stratejisinin bir parçası olarak stratejik petrol rezervlerini SPR güçlendirmek üzerine bir yaklaşım benimsedi ve fiyat artışını tetikleyen bir rol üstlendi. Ancak, Çin’in SPR’sinin tam kapasiteye yaklaştığı tahmin ediliyor ve maksimuma ulaştığında Çin’in petrol ithalatının önemli ölçüde düşüş göstermesi muhtemel görünüyor. Çin rafineri üretiminin zirvede bulunmasıyla birlikte, ürün alanında ciddi bir arz fazlalığı yaşanıyor. Arz fazlalığı yaşanan ürünlerle birlikte petrol fiyatlarındaki düşüş, ürün distribütörleri arasında fazladan sıkıntıya yol açabilir.” ABD doğal gazında arz-talep dengesi kuruluyor KPMG çalışmasında ABD gaz arz-talebinin kısa süre önce yeniden dengeli duruma gelmesi, vadeli işlem fiyatlarını son dört yılın en düşük seviyesinden tekrar yukarılara taşıdığı belirtildi. Analizde, “Üretimdeki düşüşler ve yüksek enerji üretim ve ihracat talebi, Mart ayından bu yana geçen yıla kıyasla stok düzeylerinde 500 Bcf düşüşe yol açtı. Vadeli işlem fiyatları, aynı dönem içinde neredeyse iki kat arttı. Sıcak geçen yaz ve devam eden üretici baskısı, yakın zamanda gerçekleşen fiyat artışlarının kışa kadar sürmesini kolaylaştırabilir” denildi. Analist tahminleri Petrol 2016 2017 2018 2019 Mayıs Ort. 42,1* 56,6* 71,6* 75,4* Haziran Ort. 42,6* 57,1* 72,0* 76,1* Mayıs Medyanı 42,7* 55,0* 70,0* 75,0* Haziran Medyanı 42,5* 56,3* 70,0* 75,0* *birimler USD/bbl cinsindendir. Analist tahminleri Gaz *birimler USD/MMbtu cinsindendir. 2016 2017 2018 2019 Min. 2,1* 2,4* 2,9* 3,2* Ortalama 2,3* 3,0* 3,4* 3,5* Medyan 2,3* 3,0* 3,2* 3,5* Maks. 2,8* 3,5* 4,0* 4,0* 2016 2017 2018 2019 Mayıs Ort. 2,3* 3,0* 3,3* 3,5* Haziran Ort. 2,3* 3,0* 3,4* 3,5* Mayıs Medyanı 2,3* 2,9* 3,3* 3,5* Haziran Medyanı 2,3* 3,0* 3,2* 3,5* Daha detaylı bilgi için Figen Tahiroğlu Würsching Kurumsal İletişim ve Pazarlama, Kıdemli Müdür Tel +90 216 681 90 00 ftahiroglu © 2022 KPMG Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik şirket üyelerinin sorumluluğu sundukları garantiyle sınırlı özel bir İngiliz şirketi olan KPMG International Limited ile ilişkili bağımsız şirketlerden oluşan KPMG küresel organizasyonuna üye bir Türk şirketidir. Tüm hakları saklıdır. Küresel KPMG ağının yapısı hakkında detaylı bilgi için adresini ziyaret edebilirsiniz.
Enerji Politikaları Kapsamında Libya Tablo 1 Dünya Ham Petrol Rezervileri OPEC 2019 Enerji politikası genel olarak teknoloji, ekonomi ve enerji ile ilgili kararların alındığı kurumsal yapıdan oluşmakta ve kısa dönemde arz talep yönetimi, uzun dönemde ise planlama faaliyetlerini içermektedir. Enerji piyasasında denge ve dolayısıyla fiyat; enerji arzı ve talebi tarafından oluşturulmaktadır. Enerji talebini belirleyen başlıca faktörler; ekonomik büyüme, yaşam tarzı, toplumun kalkınmışlık düzeyi, teknolojik gelişim ve enerji fiyatları olmaktadır. Enerji arzının belirlenmesinde ise; rezervler, üretim ve yatırım maliyetleri, dönüşüm teknolojileri ile ülkeler ve bölgeler arası ekonomik ve siyasal ilişkiler, ele alınması gereken başlıca faktörler arasında yer almaktadır. Enerji arz ve talebini etkileyen faktörlerin, bilimsel ve gerçek yöntemlerle sürekli öngörülmesi, küresel değişmeler doğrultusunda güncellenmesi ve gereğinde revize edilmesi etkin enerji politikaları açısından önemli bir ön koşuldur Libya Ülkede bulunan petrol sahaları ile birlikte bağımsızlığının ardından refah seviyesini arttırmıştır. Fakat Kaddafi döneminde özellikle uluslararası aktörlerce yaptırımlara maruz kalmış buna bağlı olarak ekonomisinde petrol dahilinde istenilen yarar sağlanamamıştır. Dünyadaki petrol rezervlerinin %57’si Ortadoğu’da ve %5’de Kuzey Afrika’da bulunmaktadır. Doğal gaz rezervlerinin ise %41’i Ortadoğu’ da ve %8’de Kuzey Afrika’da bulunmaktadır. Yani Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyası küresel petrol rezervlerinin yarıdan fazlasına ve doğal gaz rezervlerinin de yarısına ev sahipliği yapmaktadır. Libya ihracat gelirlerinin %95’ni petrol, doğal gaz ve rafineri ürünlerinin satışı yoluyla elde etmektedir. Libya petrol ihracatının %85’ni Avrupa’ya yapmaktadır. Söz konusu Avrupa ülkeleri içinde de İtalya ve Fransa Libya’nın petrol ve doğal gaz açısından en büyük müşterileri durumundadır. Libya’daki günlük petrol üretimi kriz öncesi dönemde 1,8 milyon varil düzeyindeydi. Libya’daki neredeyse tüm petrol ve doğal gaz üretim tesisleri kara bölgelerinde-onshore- üretim yapmaktadır. Bu durum üretim maliyetlerini düşürürken söz konusu tesislerin bölgesel siyasi istikrarsızlıklardan doğrudan etkilenmesine neden olmaktadır. Siyasi istikrarsızlık Libya üzerinde devam etse de sahip olduğu enerji kapsamında beş milyar varil üzeri konvansiyonel rezerv sahibi ülkeler aşağıda listelenmiştir. Bu durumda da Afrika Ülkeleri arasında ilk sırada yer almakla beraber dünya listesinde de hatırı sayılır yeri yılından itibaren siyasi istikrarsızlık yaşayan Libya OPEC 2019 verilerine göre ilk on ülke arasından sekizinci sırada yerini 2 Afrika Kıtası Günlük Petro Üretimi kaynak OPEC 2019Libya uluslararası kamuoyu ve devletler kapsamında, politik anlamda istikrarsızlık olarak değerlendirilen bir süreç içerisinde olsa dahi tedarik edilen petrol kapsamında Avrupa’nın tedarikçileri arasında ilk sırayı almaktadır Avrupa Kıtasında ise ilk üç ülke Almanya, İspanya ve İtalya MIT 2017 verilerine göre hacimsel sıralamada önem arz edecek sonu itibariyle Libya’nın yaklaşık doğalgaz üretimi 14 bcm/gün’ dür. Bu Türkiye’nin TANAP ile taşıyabildiği doğalgazın sadece %45’ini oluşturmasına rağmen, Libya’nın doğalgaz açısından teşkil ettiği önem tamamen son on yılda Doğu Akdeniz’de gerçekleşen deniz keşiflerinden dolayıdır. Ek olarak şu zamana kadar Libya doğalgaz ihracını Yeşil Akım Boru Hattı ve Sıvılaştırılmış Doğalgaz LNG olarak gerçekleştirdi. Bölgedeki siyasi durumdan ötürü petrol yatakları ve doğalgaz rezerviler iki yönetime bağlı olarak ayrılmış durumdadır. Ayrıca bölgede istiktrarı etkileyen diğer silahlı unsurlar da 4 Libya’da unsurların varlığı Kaynak \ DİSAMSirte havzası dışında bulunan enerji kaynakları Halfter yönetiminde bulunmaktadır. Fakat Sirte Havzasının sahip olduğu konum açısından yani denize yakınlığı açısından dezavantajı ekarte etme özelliğine de sahip olmaktadır. Çıkar grupları kapsamında değerlendirildiğinde Hafter güçleri ülkenin doğusu üzerinde etki edebilmektedir. Bölgede bazı Avrupalı devletler ve Türkiye tarafından tanınan Ulusal Mutabakat birlikleri kuzeyde konuşlanmaktadır. Bölgede öne çıkan çıkar grupları ise şöyledir. Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne UMH bağlı birlikler. Bu birliklerin başında Tümgeneral Usame Cuveyli bulunmakta, Kaddafi’nin devrilmesinde en büyük paya sahip Misrata merkezli güçler, Körfez ülkeleri ve Mısır’ın desteklediği Tobruk merkezli General Halife Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu ve Ülkenin batısında, Tunus sınırına yakın Zintan merkezli güçler. Ülkelerin enerji güvenlikleri ile ulusal güvenlikleri arasında doğrudan ve güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Bu sebeple günümüzde gerek uluslararası gerekse ulusal arenalarda üzerinde konuşulan konuların başında enerji güvenliği gelmektedir Enerji güvenliği kapsamında iki farklı tanım bulunmakta ve literatürde kabul edilmektedir. Enerji güvenliğinin, enerji ağırlıklı tanımı enerji kaynaklarının bulunabilirliği, erişilebilirliği ve kabul edilebilirliği kavramlarını içine almaktadır. Enerji güvenliğinin, güvenlik ağırlıklı tanımı ise enerji arama, geliştirme, üretim, iletim, çevrim, dağıtım, pazarlama ve tüketim ağındaki tesislerin her türlü saldırıya karşı fiziki olarak korur Enerji güvenliği kavramı Avrupa Komisyonu tarafından, Stratejik stokların korunması veya ekonomik şartlar için yeterli olmayan ulusal kaynakların yetersizliği yüzünden gelecekte önemli oranda sorun teşkil edecek enerji ihtiyacına karsı, ulaşılabilir ve istikrarlı dış kaynakları sağlama becerisi” olarak ifade edilmektedir Sonuç; Önümüzdeki yıllarda ülkede istikrar ve güvenliğin sağlanması durumunda, başta turizm olmak üzere, sanayi, eğitim ve sağlık sektörlerinde önemli atılımların gerçekleştirilmesi sürpriz olmayacaktır. Arap Baharı sürecinde ülkede yaşanan kaos ortamını fırsat bilen Batılı küresel firmaların hamleleri, başta petrol olmak üzere ülkeye ait zenginliklerin sömürülmesi noktasında büyük riskler barındırmaktadır. 90’lar ve 2000’lerde dış ticarette yakalanan istikrarlı büyüme trendi, Arap Baharı süreci sonrasında büyük zarar görmüş ve dış ticaret rakamları 15 yıl önceki seviyelerine dönmüştür. 2000 yılında 15 milyar dolar olan yıllık ticaret hacmi, 2008 yılında 80 milyar dolara kadar çıkarken, son yıllarda 20-30 milyar dolar civarında seyretmektedir. 2017 yılında dış ticaret hacmi milyar dolar ithalat, milyar dolar ihracat olmak üzere toplam milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ülkenin en önemli ticaret ortakları İtalya, Fransa, İspanya, Çin, ABD, Türkiye, İngiltere, Güney Kore, Mısır, Almanya ve Hollanda’dır. Son dönemlere kadar Libya ekonomisinin temelini tarım, hayvancılık ve küçük el sanatları oluştururdu. Fakat günümüzde Libya ekonomisi denince ilk akla gelen ham petrol ve petrol ürünleri ihracatıdır. Bu durum, 1955 yılında ülkede petrol emârelerinin belirmesi ve 1959’da Sirte körfezinin güneyinde Zelten’de ilk petrol kuyularının açılmasıyla başladı. Aynı yıl içinde yine denize çok uzak olmayan mesafede Raguba’da başka kuyular açıldı. Bu kuyular uzunluğu 160 kilometreyi bulan petrol boru hatlarıyla Akdeniz kıyısına bağlanınca üretim arttı. 1961’den 1968’e kadar beş büyük boru hattı daha devreye girdi ve boru hatlarının uzunluğu 400 kilometreyi aştı. 1967’deki Arap-İsrail savaşının ardından Süveyş Kanalının kapanması Libya petrolünün önemini büsbütün arttırdı ve petrol ihracatı da beklenmedik bir hızla yükseldi 1999’da kişi başına düşen milli gelir 7000 dolar. Libya’da petrol yanında doğal gaz üretimi de gittikçe önem kazanmaktadır. Libya’nın geleneksel ekonomik uğraşılarından olan tarım Cefera ovasında, dar kıyı kuşağında ve iç bölgelerdeki vahalarda yapılmaktadır. Tahıl türlerinden en fazla arpa, onu geriden izlemek üzere buğday ve çeşitli sebzeler yetiştirilir. Tütün, zeytin, portakal, vahalarda elde edilen hurma ve diğer meyveler, tarımdaki çeşitliliği sağlar. Hayvancılık olarak koyun, keçi ve deve dikkati çeker. Akdeniz kıyısında ve açığında yapılan balıkçılık da ekonomiye katkı sağlar. Kaynakça; 1 Kavas, A. 2012. “Tunus-Osmanlı Dönemi”, DİA, İstanbul Tasam Yayınları 2 Bearman J. 1986, Qadhafi’s Libya, UK, Zed Books Inc. 3 Pamir, A. N. 2006. Enerji Güvenliği, Stratejik Öngörü 2023, Ankara Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi ASAM, Avrasya-Bir Vakfı Yayını 4 Sevim, C. 2012. Küresel Enerji Jeopolitiği ve güvenliği, Journal of Yasar University, 26 5 Bayraç, H. N. 1999. Uluslararası Doğalgaz Piyasasının Ekonomik Analizi, Türkiye’deki Gelişimi ve Eskişehir Uygulaması, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Yayınlanmamış Doktora Tezi, SBE. 6 Aslanoğlu,V, 2012 Libya Petrol ve doğalgaz varlığı ne kadar, keşfedilmemiş deniz altı rezervlerine dair ihtimaller ne? petrol-ve-dogalgaz-sahalari-ve-turkiye-nin-potansiyel-kazanimlari,854286 Erişim Tarihi 7 Diplomatik Strateji 2019. 8 Güçyetmez, 2019 Libya’da Enerji Savaşları durum-haritasi/
Doç. Dr. Hüseyin Naci BAYRAÇ Araştırma Alanları İktisadi Gelişme ve Uluslararası İktisat, Ekonomik Entegrasyon, AB Ekonomisi, Türkiye Ekonomisi, Enerji Ekonomisi, Bölgesel İktisat, Yeni Ekonomi, Tarım Ekonomisi. E-Posta Dahili Telefon 1151 Kişisel Web Alanı - Ana Bilim Dalı İktisadi Gelişme ve Uluslararası İktisat Ofis A2-7 Özgeçmiş YÖK Akademik Sayfası Özgeçmiş Özgeçmiş ve Eserler Listesi Eğitim Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans İktisat Anadolu Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü 1986 Yüksek Lisans İktisat Politikası Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat ABD 1988 Doktora İktisat Politikası Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat ABD 1999 Görevler Görev Unvanı Görev Yeri Yıl Arş. Gör. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 1994 Arş. Gör. Dr. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 1999 Yrd. Doç. Dr. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü 1999 Yayınlar Uluslararası hakemli dergilerde yayımlanan makaleler Fatih ÇEMREK-H. Naci BAYRAÇ Sürdürülebilir Kalkınma Skorunun Hesaplanması, ESOGÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 14, Sayı 2, Aralık 2013, Sayfa 131-152. H. Naci BAYRAÇ-Emrah DOĞAN Türkiye’de Cari Açık Sorunu Üzerine Mikro Temelli Bir Yaklaşım, ESOGÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 15, Sayı 2, Aralık 2014, Sayfa 97-125. H. Naci BAYRAÇ-Emrah DOĞAN Türkiye’de İklim Değişikliğinin Tarım Sektörü Üzerine Etkileri, ESOGÜ İİBF Dergisi, Cilt 11, Sayı 1, Nisan 2016, Sayfa 23-48. H. Naci BAYRAÇ-Emrah DOĞAN Türkiye’de Teknoloji İthalatı ve Ekonomik Büyümenin Sürdürülebilirliği, Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız-Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sayı 57, Eylül-Ekim 2016, Sayfa 19-37, ISSN 1694-528X, Uluslararası bilimsel toplantılarda bildiriler H. Naci BAYRAÇ-Haydar ARAS Dünya’da ve Türkiye’de Sürdürülebilir Doğal gaz Politikaları, TMMOB Makine Mühendisleri Odası, Uluslararası Doğalgaz Kongresi ve Sergisi 2007, 3-5 Mayıs 2007, Ankara, Sayfa 573-600. H. Naci BAYRAÇ-Emrah DOĞAN Türkiye’de Enerji Tüketiminin Ekonomik Büyüme Üzerindeki Etkileri Markov Switching Yaklaşımı, EYC2015, EY International Congress on Economics II, “Growth, Inequality and Povety”, Ankara, November 5-6 2015, Paper ID Number 10. Yazılan kitaplarda bölümler H. Naci BAYRAÇ-Füsun YENİLMEZ Cumhuriyet Dönemi Tarım Tarihi, 19. Bölüm Tarımda İşletme Yapıları, Cumhuriyet’ten Avrupa Birliği’ne Tarımsal Yapı ve İşletmelerde Yaşanan Dönüşümler, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Eğitim Yayam ve Yayınlar Dairesi Başkanlığı, Ankara, 2011, Basım Aşamasında H. Naci BAYRAÇ Uluslararası Ekonomik İlişkiler I-II, 5. Bölüm Sanayileşme Stratejileri ve Dış Ticaret, Sayfa. 145-159, Editörler Prof. Dr. Kerim Özdemir-Doç. Dr. Güven Delice, Lisans Yayıncılık, İstanbul, 2012, ISBN 978-605-4350-79-7. H. Naci BAYRAÇ Uluslararası Ekonomik İlişkiler I-II, 7. Bölüm Türkiye’de Dönemler İtibarıyla Uygulanan Dış Ticaret Politikaları, Sayfa 187-217, Editörler Prof. Dr. Kerim Özdemir-Doç. Dr. Güven Delice, Lisans Yayıncılık, İstanbul, 2012, ISBN 978-605-4350-79-7. H. Naci BAYRAÇ Tarım Ekonomisi, 9. Bölüm Dünya Tarım Politikaları, GATT’dan WTO’ya Tarımda Serbesti Politikalarının Tarihsel Analizi, AB ve Tarım Politikaları OTP, Sayfa 243-271, Editörler Doç Dr. Bahadır Aydın-Doç. Dr. Saadettin Paksoy, Lisans Yayıncılık, İstanbul, 2013, ISBN 978-605-5044-08-4. Ulusal hakemli dergilerde yayımlanan makaleler H. Naci BAYRAÇ Yeni Ekonomi’nin Toplumsal, Ekonomik ve Teknolojik Boyutları, ESOGÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 1, Sayfa 41-62, Haziran 2003. H. Naci BAYRAÇ-Füsun YENİLMEZ Türk Tarımının AB Ortak Tarım Politikasına Uyum Çalışmaları ve Olası Ekonomik Etkileri, ESOGÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 6, Sayı 1, Sayfa 23-42, Haziran 2005. H. Naci BAYRAÇ-Füsun YENİLMEZ Türkiye ve AB Tarım Sektörlerinin Karşılaştırılması, Finans-Politik ve Ekonomik Yorumlar, Sayı 498, Yıl 42, Sayfa 36-47, Eylül 2005. Füsun YENİLMEZ-H. Naci BAYRAÇ Türkiye-Almanya Arasındaki Endüstri İçi Ticaretin Gelişimi ve Endüstri İçi Ticareti Etkileyen Ülke Değişkenleri, e-akademi Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi, Sayı 44, Ekim 2005 H. Naci BAYRAÇ Uluslararası Petrol Piyasasının Ekonomik Analizi, Finans-Politik ve Ekonomik Yorumlar, Sayı 499, Yıl 42, Sayfa 6-20, Ekim 2005. H. Naci BAYRAÇ Küresel Enerji Politikaları ve Türkiye Petrol ve Doğalgaz Kaynakları Açısından Bir Karşılaştırma, ESOGÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 10, Sayı 1, Sayfa 115-142, Haziran 2009. H. Naci BAYRAÇ Küresel Rüzgar Enerjisi Politikaları ve Uygulamaları, Uludağ Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt 30, Sayı 1, Sayfa 37-57, Haziran 2011. Ulusal bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitaplarında basılan bildiriler H. Naci BAYRAÇ Küresel Biyoyakıt Politikaları ve Türkiye, 6. Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu, TMMOB Makine Mühendisleri Odası, MMO Yayını No E/2011-565, 21-22 Ekim 2011, Kayseri, Sayfa 182-196, ISBN 978-605-01-0176-8 H. Naci BAYRAÇ-Fatih ÇEMREK AB Uyum Sürecinde Türkiye’de Hayvancılık Sektörünün Yapısal Analizi ve Geliştirmeye Yönelik Politikaları, Gazi Üniversitesi, İİBF, Ekonomik Yaklaşım Kongreler Dizisi-VII, Ankara, 2011. H. Naci BAYRAÇ Sürdürülebilir Enerji Politikaları, 3. İzmir Ulusal İktisat Kongresi 29 Şubat-02 Mart 2012, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF, Diğer yayınlar H. Naci BAYRAÇ Çevre İle Enerji Arasındaki İlişkilerin Ekonomik Analizi, Enerji Dünyası Dergisi, Sayı 26, Sayfa 22-28, Ekim 1999 Bu Makale Doktora Çalışmasından Üretilmiştir. H. Naci BAYRAÇ Dünya’da ve Türkiye’de Doğal gaz Piyasasının Ekonomik Analizi, Dış Ticaret Dergisi, Sayı 15, Yıl 4, Sayfa1-29, Ekim 1999 Bu Makale Doktora Çalışmasından Üretilmiştir. H. Naci BAYRAÇ Küresel Enerji Piyasaları ve Politika, Eskişehir Sanayi Odası Dergisi, Yıl 2, Sayı 6, Temmuz-Ağustos 2010, Sayfa 20-22. Tez yönetimi Özgü LOKMANOĞLU Türkiye’de Enerji Sektörü ve Elektrik Enerjisi Talep Tahminin Ekonometrik Olarak İncelenmesi 1980-2002, ESOGÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Aralık 2004. Filiz HASDAL Türkiye’nin Avrupa Birliği İle Rekabet Gücü Karşılaştırılması, ESOGÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Mart 2006. Ezgi ÖZBAŞ Dünya’da ve Türkiye’de Bilim ve Teknoloji Politikaları, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovenya ve Türkiye Karşılaştırması, ESOGÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Ağustos, 2006. Nazlı YILMAZ ÖZDEMİR Yeni Ekonomi’ye Dönüşümde Bilim ve Teknoloji Politikaları Güney Kore-Türkiye Karşılaştırması, ESOGÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Mart 2007. Yasemin DURU Türk Otomotiv Sanayinde Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarının SWOT Analizi İle Değerlendirilmesi, ESOGÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Nisan 2007. Emrah DOĞAN Türkiye’de Cari Açık Sorununun Yapısal Nedenleri ve Ekonomik Etkileri, ESOGÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Haziran 2014. Hakemlikler Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi İİBF, Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, “Sürdürülebilir Kalkınma Çerçevesinde Rüzgar Enerjisinin Yatırımlarına Yönelik Teşvikler” adlı makalede hakemlik. Finans Politik ve Ekonomik Yorumlar Dergisi, “Türkiye’nin Dış Ticaret Akımlarını Belirleyen Etmenler Panel Çekim Modeli Yaklaşımı”, adlı makalede hakemlik, ESOGÜ İİBF Dergisi, “AB ve Türkiye’nin Enerji Hedefleri Bağlamında Enerji Politikalarının Uyumu” adlı makalede hakemlik, Bayburt Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Proje Koordinatörlüğü, “Bölgesel Kalkınmada Kümeleme Yaklaşımı Bayburt İlindeki Arıcılık Sektörü Üzerine Bir Çalışma” adlı projede hakemlik, Uşak Üniversitesi İİBF Optimum EYBD, “Yenilenebilir Enerji Yatırımlarının Finansmanında Kamu-Özel Sektör İşbirlikleri Rüzgar Enerjisi Santralleri Örneği”, adlı makalede Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, “Türkiye’de Yeşil Ekonomi Açısından Yenilenebilir Bir Enerji Kaynağı Rüzgar Enerjisi” adlı makalede hakemlik, Uşak Üniversitesi İİBF Optimum EYBD, “Petrol Fiyatlarındaki Değişimin Türkiye’nin Cari Açığı Üzerindeki Etkisinin Analizi”, Kış 2015 sayısında hakemlik. 9 Eylül Üniversitesi İİBF Dergisi, “Türkiye Ekonomisinde Sektörel Enerji Tüketiminin Ayrıştırma Yöntemiyle Analizi” adlı makalede İdari Görevler Dekan Yardımcılığı 30. 04. Dil ve Tarih Topluluğu Danışmanlığı 2005-2007 İİBF Kariyer Merkezi Kurucusu ve Koordinatörlüğü Diğer Etkinlikler Türkçe’nin Gücü ve Dil Bilinci Çalıştayı, ESOGÜ Eğitim Fakültesi–Dil ve Tarih Topluluğu, Eskişehir, 14 Aralık 2006. İl Jandarma Alay Komutanlığı, Küresel Enerji Piyasaları ve Politikaları Konferansı, Eskişehir, 30 Aralık 2007.
Petrol fiyatlarındaki sert düşüşler, geride bıraktığımız yıl içerisinde olduğu gibi 2016’da da çok konuşulacak. Henüz yeni yılın ilk iki haftası geride kalmışken petrol %20’nin üzerinde değer kaybetti ve dramatik bir düşüş yaşadı. İzlenen bu tablo, küresel piyasalarda risk algısını, farklı varlıkların fiyatını ve dünya ekonomisine ilişkin görünümü değiştiriyor. Yaklaşık 12 yılın en düşük seviyelerine kadar gerileyen ilgili emtianın fiyatı 2015’de global arz fazlasının kurbanı olmuştu ve bu durumun şimdilik 2016 yılında da değişmesi Enerji Bilgi Dairesi EIA tarafından yayımlanan Kısa Vadeli Enerji Görünümü Raporuna göre 2016 yılında dünya her gün, tükettiğinden daha fazla petrol üretmeye devam edecek. Ancak günlük olarak oluşan arz fazlasının azalması bekleniyor. Söz konusu raporda global petrol piyasasının 2017 yılında dengeleneceği tahmin edilirken, 2016’da günlük arz fazlasının 700 bin varil olacağı öngörülüyor. 2015’de ise petrolde günlük stok artışının 1,9 milyon varil olduğu belirtiliyor. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü OPEC dışında kalan üreticilerin 2016 üretiminin günlük olarak 600 bin varil azalması bekleniyor ve bu gerçekleşirse 2008’den bu yana bir ilk fiyatlarındaki sert düşüşler, ABD gibi OPEC-Dışı üreticilerin üretim miktarını son yıllarda önemli ölçülerde artırması ile başladı diyebiliriz. Özellikle ABD’de ham petrol stokları, artan üretim ile birlikte son yılların en yüksek seviyelerine çıktı. Her ne kadar stokların 2016 ve 2017’de gerileyeceği düşünülse de, yine de son yılların en yüksek seviyelerinden uzaklaşması zaman alacak gibi genelini incelediğimizde, 2016 ile birlikte OPEC dışı üreticilerin, üretim miktarlarını önemli ölçüde azaltmasının beklendiği görülüyor. Özellikle yüksek maliyetli ABD’li üreticilerin düşük petrol fiyatları nedeni ile yeni yatırımlardan kaçınacağı ve faaliyetlerini kısacağı tahmin piyasalarda arzın, gerileyeceği düşünülen üretim ile zayıflayacağı, bunun da petrol piyasasının dengelenmesinde rol alacağı öngörülüyor. Ancak bir OPEC üyesi olan İran, yaşanan son gelişmeler ile bu görünümü bir miktar bozuyor diyebiliriz.“Yaptırımlar kalktı, şimdi ne olacak?”Nükleer programı nedeni yaklaşık 10 yıldır batılı ülkeler tarafından kendisine ambargo uygulanan İran, gerçekleşen zorlu müzakereler sonrasında 14 Temmuz 2015’de yaptırımların kaldırılması için bir anlaşma sağlamıştı. Son olarak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın, İran’ın anlaşmanın gerekliliklerini yerine getirdiği yönünde rapor vermesi, İran’a uygulanan kısıtlamaların askıya alınmasını sağladı. Böylece söz konusu Orta Doğu ülkesi, petrol ihracatını artırmasını sağlayacak anlaşma ile yeni bir döneme yaptırımlardan önceki ve sonraki petrol ihracatı yukarıdaki tabloda net bir şekilde izlenebiliyor. Yaklaşık olarak verilen rakamlar ile Euro Bölgesi’nin, uygulanan yaptırımlar ile günlük 590 bin varile ulaşan petrol alımını bıraktığı görülüyor. Güney Afrika’nın da 75 bin varillik alımını “sıfıra” indirdiği tablonun alt bölümünde yer alan şemada izlenebiliyor. Ayrıca bazı ülkelerin alım miktarını azalttığını yılında toplam ihracatının yaklaşık %28’ini oluşturan Avrupa Birliği pazarını, nükleer programı nedeni ile uygulanan yaptırımlar ile kaybeden İran, 2016’nın Ocak ayında yeni bir sayfa açtı. Temmuz ayında sağlanan anlaşma sonrasında yaptırımların askıya alınması için üstüne düşenleri yapan ülke yeniden petrol piyasasına dönmeye hazırlanıyor. İran Petrol Bakanı Yardımcısı Zamaninia, hafta sonu yaptırımların kaldırıldığının açıklanmasının ardından, ülkesinin ham petrol ihracatını 500 bin varil artırmaya hazır olduğunu söyledi. Küresel piyasaların son zamanlarda en çok konuştuğu enstrümanlar arasında yer alan petrolün fiyatı için önümüzdeki dönemde, İran’dan gelecek haberler ve ülkenin petrol ihracatını artırma hızı, yakından izlenmeye devam edilecek gibi görünüyor.
uluslararası petrol piyasasının ekonomik analizi